buğday tarlasında bir sabah

Kimse koskoca fili görmüyordu. Oradaydı, oradaydı işte, bir yerlerde. Ama yine de kimse bilmiyordu nerede olduğunu. Biz de görmüyorduk. Ben biliyordum, o biliyordu. Ama görmüyorduk.

***

Dengemiz bozuluyordu ağladıkça,
Ağlamak için söylüyorduk şarkıları,
Ve toprak ağırlaşıyordu biz ağladıkça,
Biliyorsun,
Buğday tarlasında bir sabah,
Tek başıma uyanmıştım ben,
O zaman da ağlamıştım.
Buğday tarlasında bir sabah,
Bir adam vardı oradan geçen,
Yoksulluk yapışmıştı adamın ayaklarına.
Ağlamıyordu adam, gülmüyordu da,
Sessizce yürüyordu, sen de hatırlarsın.
Adam sessizce yürüyordu,
Korkuyorduk,
Buğday taneleri ve ben,
Hepimiz korkuyorduk,
Adam korkmuyordu ve adam beni görmüyordu.
Sadece buğdayları görüyordu adam.
Adam gidiyordu, ben duruyordum.
Adam kayboluyordu, ben düşüyordum.
Buğdaylar duruyordu öylece.
Sonra?
Sonra, yani ellerim toprağa değdiği zaman,
Ve bir de sabah olduysa tamam,
Düğümler çözülmez artık,
Tekrar gece olmadan.

Bir Cevap Yazın